İlk etapta 19 bin personelin alınacağı bilgisi kamuoyuna yansırken, sosyal medyada bu duruma tepkiler büyüyor. Atama bekleyen mezunlar ve sağlık çalışanları, alımın tek seferde yapılması gerektiğini savunuyor.
Mezunlardan ve Çalışanlardan “Tek Seferde Alım” Talebi
Sağlıktan Haber’in gündeme taşıdığı bilgi sonrası, sosyal medya üzerinden birçok sağlık çalışanı ve mezun, 37 bin kişilik alımın tek bir ilanla yapılması çağrısında bulundu. Yapılan yorumlarda, alımın bölünmesinin belirsizlik yarattığı, binlerce kişinin beklenti içinde olduğu ve tek seferde yapılacak bir atamanın sağlık sektöründe hem hizmet kalitesi hem de çalışan memnuniyeti açısından olumlu sonuçlar doğuracağı ifade edildi.
Sağlık Bakanlığı Kaaynakları Ne Diyor?
Konuya ilişkin editörlerimizin ulaştığı Sağlık Bakanlığı yetkilileri, personel alımının ikiye bölünmesinin planlı bir karar olduğunu aktardı. Edinilen bilgiye göre, ilk etapta yaklaşık 19 bin sağlık çalışanı istihdam edilecek. Geriye kalan personel alımının ise Kasım ayında gerçekleştirilmesi planlanıyor.
Yetkililer, alımın neden tek seferde yapılmadığı sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Bu planlama, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile yapılan bütçe ve istihdam dengesi görüşmeleri doğrultusunda şekillendi.”
Kasım’da Yeni İlan Bekleniyor
Bakanlık, sürecin şeffaf bir şekilde yürütüleceğini belirtirken, ikinci aşama için Kasım ayında ilan yayımlanması bekleniyor. İlk etap alımıyla ilgili takvimin kısa süre içinde netleşip duyurulması öngörülüyor.
Ebelik Atamaları İçin Umut ve Belirsizlik Bir Arada: “Hüsrana Uğrama Riski Var”
Sağlık personeli atamaları merakla beklenirken, ebelik branşındaki alım sayısı da gündemdeki yerini koruyor. Sosyal medyada sıkça sorulan, “Ebe alımı fazla olur mu?” sorusuna gelen değerlendirmeler, umutla birlikte temkinli bir yaklaşımı da beraberinde getiriyor.
Yapılan yorumlara göre, “Her gebeye bir ebe” projesi ve yayımlanan Ebelik Yönetmeliği ile olumlu adımlar atılmış görünse de, mevcut sahadaki tablo bazı kaygıları beraberinde getiriyor.
Sahada Alan Dışı Görev Yapan Ebeler Var
Halihazırda sahada görev yapan birçok ebenin alan dışı pozisyonlarda çalıştığına dikkat çekilerek, Sağlık Bakanlığı’nın bu noktada nasıl bir rota çizeceğinin belirleyici olacağı ifade ediliyor.
Eğer mevcut ebeler, kendi alanlarına kaydırılırsa, yeni atama sayılarının sınırlı kalabileceği değerlendirmesi yapılıyor.
Ayrıca, sahada görev yapan ebelerin bu durumdan memnun olmadığı, alan dışı çalışmaya dair şikayetlerin Bakanlığa iletildiği belirtiliyor. Bu şikayetlere rağmen Bakanlık yeni atamalara yönelirse, mevcut personelin daha da huzursuz olabileceği vurgulanıyor.
“Günlerinizi Kontenjan Artışına Göre Değil, Gerçeklere Göre Planlayın”
Uzman değerlendirmelerde, “Her gebeye bir ebe” sloganının henüz sahada tam anlamıyla karşılık bulmadığı, dolayısıyla kontenjanlarda büyük bir artış olmayabileceği uyarısı yapılıyor. Adaylara, gerçekçi bir bakış açısıyla hareket etmeleri ve beklentilerini buna göre şekillendirmeleri öneriliyor.
Gündem Atamaları Etkiler mi?
“Gündemdeki gelişmeler nedeniyle atamalar ertelenebilir mi?” sorusuna ise, “Hayır, iktidar kanadı hayatın olağan akışında ilerlediğini gösteriyor” yanıtı veriliyor. Bu nedenle, Nisan ayı içinde atamaların gerçekleşmesi beklentisikorunuyor.
“Sapma İçinde Kalmak” Ne Anlama Geliyor?
Atama sürecinde sıkça kullanılan “sapma” kavramı da yeniden gündeme geldi. Uzmanlar, örneklerle bu kavramı açıklayarak yanlış anlaşılmaların önüne geçmeye çalıştı.
Örneğin, 6.000 kişilik bir ebe alımında, sapma 17-18 binli sıralamalara kadar ulaşabilir. Ancak bu, doğrudan 18 bin kişinin atanacağı anlamına gelmiyor. Çünkü tercihlerde puanı yüksek olan adaylar, garanti gördüğü düşük puanlı yerleri tercih etmediğinde, yüksek puanlı kişiler atanamadan dışarda kalabiliyor.
Bu nedenle, adayların sadece hayal ettiği yerleri değil, atanma ihtimali yüksek olan, düşük puanla kapatan yerleri de listelerine eklemeleri öneriliyor. “Listenizi stratejik hazırlayın, sadece bir sonraki alıma güvenerek hareket etmeyin” uyarısı yapılıyor.
Özetle, ebe alımı konusunda hem fırsatlar hem de riskler bulunuyor. Bakanlığın yaklaşımı, mevcut sahadaki durumu nasıl yöneteceği ve kontenjanların dağılımı sürecin kaderini belirleyecek. Adaylara ise, gerçekçi, stratejik ve dikkatli tercih süreci tavsiye ediliyor.
[related-posts-archive id=”42045″ color=”bg-primary”][/related-posts-archive]
[related-posts id=”46149″ color=”bg-danger”][/related-posts]
[related-posts id=”46053″ color=”bg-warning”][/related-posts]
[related-posts id=”45928″ color=”bg-dark”][/related-posts]
[related-posts id=”45825″ color=”bg-success”][/related-posts]
[related-posts id=”45841″ color=”bg-danger”][/related-posts]