Yazısında sağlık alanında yaşanan yozlaşmaya dikkat çeken Ağırel, Bursa Şehir Hastanesi’nde gerçekleşen milyonluk medikal ürün yolsuzluğunu belgeleriyle kamuoyuna duyurdu.
Kadim Tıptan Bugünün Yozlaşmasına
Murat Ağırel, yazısına Bergama’daki Asklepion’dan başlayarak tıbbın kadim değerlerine vurgu yaptı. Pergamon’da insanlığa şifa sunmak için kurulan bu antik sağlık merkezinin aksine, bugün aynı topraklarda yaşanan yozlaşmanın tıp ahlakına ihanet olduğunu belirtti. Asklepion’un ölümsüzlük peşindeki bakış açısına karşılık, Bursa’da yaşananlar ise tam anlamıyla bir ahlak çöküşünü yansıtıyor.
İddianame ve Delillerle Ortaya Çıkan Büyük Vurgun
Ağırel’in aktardığına göre, Bursa Şehir Hastanesi’nde yaşanan skandal, bir ecza deposu çalışanının Bursa KOM Şube Müdürlüğü’ne yaptığı ihbarla açığa çıktı. ABD’den ithal edilen ve Devlet Malzeme Ofisi (DMO) üzerinden dağıtılması gereken medikal ürünlerin, piyasada yarı fiyatına satışa sunulduğu tespit edildi. Ürün Takip Sistemi (ÜTS) üzerinden yapılan incelemede, hastaneye teslim edilmesi gereken ürünlerin piyasaya sızdığı belirlendi.
Kamera Kayıtları ve Sahte Malzeme Kayıtları
Yapılan fiziki takip, kamera görüntüleri ve resmi belgelerle desteklenen raporlarda, hastane personeli T.S.’nin ameliyat olan hastalar üzerinden malzeme kullanımı yapılmış gibi sahte kayıtlar oluşturduğu ve bu malzemeleri özel firmalara sattığı tespit edildi. 410 hasta dosyasının incelenmesinde, 305’inde böyle bir usulsüzlük belirlendi.
Sağlık Bakanlığı Müfettiş Raporu: 8-9 Milyon TL’lik Zarar
Sağlık Bakanlığı müfettişlerinin hazırladığı rapora göre, kamunun yaklaşık 8-9 milyon TL zarara uğratıldığı tespit edildi. Raporun 49. sayfasında, malzemelerin nasıl usulsüz şekilde hastane dışına çıkarıldığı açıkça ortaya kondu. Devlet memurluğundan çıkarma ve kınama cezaları talep edilen personellere yönelik hukuki süreç ise devam ediyor.
Soru: Bu Yalnızca Bursa’ya mı Özgü?
Murat Ağırel, yaşanan bu büyük vurgunun yalnızca Bursa Şehir Hastanesi’ne mi özgü olduğunu sorguladı. “Ya diğer hastaneler?” sorusunu yönelten Ağırel, sahte doktorlardan, diplomasız ameliyat yapanlara, ilaç şirketleriyle ilişkili yöneticilerden etik dışı uygulamalara kadar birçok yapısal sorunun sistemli hale geldiğine dikkat çekti.
Ağırel: “Tıbbı Ellerimizle Öldürüyoruz”
Yazısında çarpıcı bir ifade kullanan Ağırel, “Tıp biliminin doğduğu topraklarda onu ellerimizle öldürüyoruz,” diyerek kamu vicdanını sarsan bu tabloya karşı duyarlılık çağrısı yaptı. İyi hekimlerin, sağlık çalışanlarının maruz kaldığı şiddetin arka planında ise bu tür skandalların sistemdeki güveni sarstığını vurguladı.