İddiaya göre, normalin çok üzerinde temin edilen solüsyonlar için hastane deposu yetersiz kalınca, bidonlar ara geçiş alanlarına yerleştirildi. Bu durum hem hasta güvenliğini hem de kamusal kaynakların etkin kullanımını tehdit ediyor.
Nemli Ortamda Patlayan Bidonlar Kullanılamaz Hale Geliyor
Koridorlarda uygun koşullarda saklanamayan diyaliz solüsyonu bidonlarının bazıları, çevre şartları nedeniyle delinerek ya da patlayarak zarar görüyor. Islaklık ve sıcaklık gibi olumsuz koşullar altında muhafaza edilen bu tıbbi sıvılar, sızdırma yapmaya başladığında ise tıbbi standartlara göre kullanılamaz hale geliyor. Patlayan ya da deforme olan solüsyonlar doğrudan çöpe gönderiliyor.
Kamu Zararı: İsraf Edilen Solüsyonlar Onlarca Hastanın Tedavisine Denk
Bu durum, yalnızca sağlık güvenliği açısından değil, mali açıdan da ciddi bir kaybı beraberinde getiriyor. Her biri yüksek maliyetli olan diyaliz solüsyonlarının plansız alımı ve uygunsuz depolanması yüzünden çöpe giden ürünler, kamu bütçesinde göz ardı edilemeyecek zararlara yol açıyor.
Sorumluluk Kimde?
Ortaya çıkan bu tablo, lojistik planlama ve malzeme yönetimi konularında ciddi eksiklikler olduğunu gözler önüne serdi. Hastane yönetiminin ihtiyacın ötesinde yaptığı alım kararları ve yetersiz depo alanı planlaması, bu israfa zemin hazırladı. Konunun Sağlık Bakanlığı düzeyinde incelenmesi ve sorumlular hakkında idari işlem başlatılması gerektiği yönünde sağlık çevrelerinden çağrılar yapılıyor.
Hasta Güvenliği de Tehlikede
Depo yerine koridorlarda tutulan solüsyonlar sadece ekonomik kayıpla sınırlı değil. Hastane içinde bu tür tıbbi malzemelerin açıkta ve korumasız şekilde bulunması, enfeksiyon riski başta olmak üzere hasta güvenliğini de olumsuz etkileyebilir.
Denetim ve Şeffaflık Çağrısı
Sağlık personelleri ve bazı sendikalar, olayla ilgili şeffaf bir soruşturma başlatılması, benzer ihlallerin önlenmesi ve kamu kaynaklarının sorumlu biçimde yönetilmesi için denetim mekanizmalarının derhal devreye alınmasını talep ediyor.
