Birlik Sağlık Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol tarafından düzenlenen basın toplantısında, Özellikle özel sektöre teşvik ve hizmetlerin ticarileştirilmesi, kamuya ağır bir ekonomik yük bindirirken, vatandaşın sağlık hizmetine erişiminin zorlaştığı ifade edildi. Devlet hastanelerinin pek çok hizmeti — laboratuvar, MR, tomografi, yemek gibi — özelleştirildi. Şehir hastaneleri projeleriyle “yap-kirala-devret” modeli üzerinden kamu kaynakları özel sektörün hizmetine sunuldu.

Hastaya Müşteri Gibi Yaklaşan Sistem

Sağlık sisteminde artık sağlık değil, kâr öncelikli hale geldi. Sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesi, eğitim, yol, elektrik gibi kamu hizmetlerinden farklı olarak doğrudan insan hayatını etkiliyor. “Rekabet kalitesi artırır” savıyla yola çıkılsa da, bugün yaşananlar bu tezleri çürütüyor. Sağlık çalışanları üzerindeki baskılar, tetkiklerin ticari hedeflerle çoğaltılması, hastaların müşteri gibi görülmesi ciddi bir etik sorun yaratıyor.

Örnek Vaka: Muğla’da Görüntüleme Skandalı

Muğla’da belgeleriyle ortaya konan bir olayda özel bir şirketin görüntüleme merkezinde hastalara gereğinden fazla radyasyon verildiği, bazı hastalara ilaç verilmeden çekim yapıldığı ve bu yüzden bazı hastalıkların atlandığı tespit edildi. Bu ve benzeri olaylar, sağlıkta ticarileşmenin hasta güvenliğini tehlikeye attığını bir kez daha gözler önüne seriyor.

Devlet Kaynakları Özele Akıyor

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) üzerinden devlet kasasından özel hastanelere milyarlarca lira aktarılıyor. Tüm bu sistem içinde bebekler günlerce gereksiz yere küvözlerde tutuluyor, hastalar hastanede bekletiliyor, fazladan tetkik isteniyor. Amaç sağlık değil, SGK’dan daha fazla fatura kesmek.

Hastaneler “İşletme” Oldu, Randevular Alınamıyor

Devlet hastaneleri artık birer işletme mantığıyla yönetiliyor. Bu dönüşümün sonucu olarak vatandaşlar artık randevu alamıyor. Doktorların bir hastaya ayırabildiği süre 5-10 dakika ile sınırlı, tetkikler için aylar sonrasına gün veriliyor. Özel hastanelerin büyük kısmı ise hizmet kalitesi açısından devlet hastanelerinin gerisinde kalmış durumda.

Basit Bir Ameliyat, Bir Hayat

Basın açıklamasına katılan eski bürokrat Faruk Eraslan, yaşadığı acı tecrübeyi gözyaşları içinde anlattı. Kanser tedavisi gören eşi Gülsen Eraslan, iyileştikten sonra burun enfeksiyonu nedeniyle Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne başvurdu. Ancak oradan özel bir hastaneye yönlendirildi. Yapılan müdahale sonrası beyne pıhtı atması sonucu hayatını kaybetti.

Eraslan yaşadıklarını şöyle özetledi:

“Eşim basit bir ameliyatta hayatını kaybetti. Eşim iyileşmişti, sadece burnundaki enfeksiyon için ameliyat olacaktı. Şimdi cebimde saçlarıyla, fotoğraflarıyla dolaşıyorum.”

Olayı hukuki sürece taşıyan Faruk Eraslan, 2023’te yapılan bir düzenlemeyle özel hastanelerde çalışan doktorların da memurlar gibi yargılanmadan önce izin alınması gereken 4483 sayılı yasaya dahil edilerek koruma altına alındığını belirtti.

Sağlıkta Dönüşümün Sonu: Ne Yapılmalı?

Mevcut sağlık politikalarının faturasını hem ekonomik olarak devlet, hem de sağlık açısından vatandaş ödüyor. Çözüm ise net:

Şehir hastaneleri sisteminden vazgeçilmeli

Devlet hastanelerinde özel firmalara verilen hizmetler kamulaştırılmalı

Branş hastaneleri (çocuk, ortopedi, kardiyoloji) yaygınlaştırılmalı

İhtiyaç olan bölgelere yeni devlet hastaneleri kurulmalı

Kapatılan Hıfzıssıhha, AÇSAP, verem savaş merkezleri tekrar açılmalı

Köylerde sağlık evlerine ebe istihdamı yeniden sağlanmalı

Sağlık sistemi, ticari kazanç değil insan sağlığı odaklı yeniden yapılandırılmalıdır.

Shares:
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir