Yeni Şafak Yazarı Ahmet Ünlü Yazdı;600 binden fazla kamu işçisini doğrudan etkileyen toplu sözleşme süreci ister istemez işçiler dışındaki kamu personelini de doğrudan ilgilendirmektedir. Kamu işçilerinin alacakları zam oranları ister istemez diğer kamu personeli için başlayacak toplu sözleşme sürecinde belirleyici olacaktır. İşçilerin toplu sözleşme süreci mayısta sona erecek 2023 ve 2024 yıllarını kapsayan kamu işçilerinin toplu sözleşme protokolü 9 Mayıs 2023 yılında imzalanmıştı. Bu nedenle 2025 yılı Mayıs ayında toplu sözleşmenin sonuçlanacağını söyleyebiliriz. Kamu işçileri beklediklerinden daha fazla bir zam alarak sevinmişti. Ancak işçiler dışındaki kamu personeli ise istenen zammı alamamış ve Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararı ile verilen zam oranları kabul edilmek zorunda kalınmıştıBu nedenle 2025 ve 2026 yıllarını kapsayan kamu işçilerinin toplu sözleşme görüşmeleri ister istemez memurları da doğrudan ilgilendirmektedir. Daha açık ifadeyle Ağustos ayında memurlar için de toplu sözleşme süreci başlayacağı için kamu işçilerine verilecek zam oranları memurlar için de köşe taşı mahiyetinde olacaktır.Yaklaşık 600 bin kamu işçisinin merakla beklediği zam oranları, memur sendikaları tarafından da yakın takibe alındı. Kamu işçisine verilecek zam oranlarının Ağustos ayında yapılacak olan memur maaş zammı pazarlığında öne çıkacağı anlaşılıyor. Bu nedenle bir çok memur sendikası kamu işçilerine verilecek zam oranının memurlara da uygulanmasını istiyor.Bu konuda SAVDES Genel Başkanı Tuncay Cengiz geçmiş dönemlerde kamu işçilerine verilen zamma dikkat çekerek memurlar açısından şimdiden sesini yükseltmeye başladı. Kamu işçilerinin maaşları ile memur maaşlarını ilk defa kıyaslayan bir yaklaşımla karşılaşıyoruz. Memurların grev hakkının bulunamaması ister istemez memur sendikalarının etkisini azaltsa da memurların zam beklentisi şimdiden zirveye çıktı. İmamoğlu vakasından bürokrasinin çıkarması gereken dersler 19 Mart 2025’te İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve birçok kişi toplu bir şekilde gözaltına alındı, sonrasında da tutuklama kararı verildi. Olaya sağdan soldan birçok yorum yapıldı. Devam eden yargılama süreci de dikkate alınarak bürokrasinin çıkarması gereken dersleri açıklamaya çalışacağız.1- Beraat-i Zimmet asıl olup, suçluluğu kesinleşene kadar herkes masumdur. Masumiyet karinesi gereğince şu aşamada kimseye suçlu muamelesi yapamayız.2- Herkes bağımsız yargı istiyor ama sokak yargısından da medet ummayı ihmal etmiyor. Ancak bağımsız yargıdan ziyade herkes kendi yargılamasını kendisi yapmak, hatta başkalarını da kendisi yargılamak istiyor. Senin yargın, benim yargım ve onun yargısı öne çıkarılmaya çalışılıyor. Günün sonunda yapılan yanlışlar ortaya çıkıyor.3- Kamu kaynağı kullanan herkes er veya geç yaptığı işlemlerden dolayı hesaba çekileceğini bilmeleri gerekir. Zamanaşımı süreci içerisinde her an yanlış yapanların kapısı bir gün çalınabilir.4- Sayıştay denetiminde ortaya çıkarılan ve raporlanan bulgular kamu zararı kapsamındadır. Kamu zararı oluşturmayan konularda Sayıştay işlem yapmaz. Bir de Sayıştay, denetimlerini yıllık ve belirli bir formatta yapar. Sayıştay raporlarında ortaya çıkmayan hususlar o yılı aklamaz. Yani Sayıştay’ın bulamadığı birçok konu yıllar sonra yapılan ihbarlarla veya başka yöntemlerle ortaya çıkarılabilir.5- Siyasette olduğu gibi bürokraside de ciddi bir rekabet vardır. Dün sınav komisyonunda olduğunuz bir uzman yardımcısı veya sözleşmeli personel bir anda sizin makamınıza talip olabilir ve sizi yerinizden de edebilir. Ya da dün iyi olduğunuz kişilerle sonradan aranız bozulabilir. Böyle zamanlarda kıyıda köşede kalmış evraklar bir anda savcılara ulaşabilir.6- Kamu kaynağı kullanan her bürokrat veya siyasetçiden yaptığı yanlışların hesabı bir gün sorulur. Sadece siz hesap zamanını kestiremezsiniz. Bu nedenle kamu kaynağı kullanan herkesin hesap verecek şekilde iş ve işlemlerini yapması gerektiğini bilmelidir. Yani hesaba çekilmeden önce bürokratların kendilerini hesaba çekmesi gerekir.7- Kamu görevi, kamu gücü ile kamu kaynağının kullanmasına imkan sağladığı gibi sonucunda da hesap vermeyi gerektirmektedir. Yani nimet külfet dengesi vardır. Bu nedenle kamu gücü kullananlar, buna göre davranmak zorunda olduklarını unutmamalıdır.8- Kamu gücü kullananlar, etrafında pervaneler gibi dolaşanların şahıslarındaki kerametten ziyade kullandıkları kamu gücü ve kaynağından dolayı olduğunu bilerek buna göre hareket etmeleri gerektiğini unutmamalıdır. Kerameti kendinden görenlerin kendinden önce bu makamlarda oturanların akıbetine bakmalarını öneririz.9- Kamu gücü kullananların önünden büyük bir rant akıp gider. Bu rantın kamuya ait olduğunu bilerek yanlışa kapı aralamamaları gerekir. Zaman zaman bu tür yanlışlara göz kırpanlar olduğunu görürsünüz. Ancak bu kişilerin dünyada da ve ukbada da akıbetlerinin berbat olduğunu/olacağını bilmemiz gerekiyor.Yozgat’ın veciz sözüyle konuyu şu şekilde izah edebiliriz; “Caminin mumunu söndüren kedinin gözüne boz iner.”10- Kamu gücünü kamu yararı dışında kullananların akıbetleri berbat olabilir ve olmuştur da.11- Her kamu kurumunda vatanperver, ahlak ve erdem sahibi kamu görevlileri vardır. Bu kişilerin önünden trilyonlar geçse de asla harama el uzatmadıklarına şahit olursunuz. Bu kişiler pek sevilmezler. Çünkü bu kişilere bakınca günahlar akıllara gelir. Bu nedenle yanlış yapan her kamu görevlisinin bu kişiler en nefret ettiği kişilerdir. Gök kubbenin altında hiçbir şeyin gizli kalmayacağı ve bir gün ortaya çıkacağı bilinmelidir.12- Haksız kazanç sağlayan kamu görevlilerinin harcamalarının gittiği yerlere baktığınızda durum açıkça görülür. Alın teri olmayan kazançlar kolay ve yanlış yerlerde harcanır.13- Yanlış işlere bulaşan kamu görevlileri cesaretle nasıl olsa kimse ses çıkarmıyor mantığıyla hareket edebilirler.14- Üstlerinin yanlış talimatlarını korkarak veya daha büyük makamlar umarak yapanlar bir müddet sonra bazı yanlışları alışkanlık haline getirerek kendilerine bazı imkanlar sağlayabilirler. Siz siz olun ne başkaları ne de kendiniz için yanlışa tevessül etmeyin. Kamu yararını bütün davranışlarınızın merkezine koyun. Gün gelir sizin görmeyi unuttuğunuz şeyleri gören birileri çıkar ve faturayı siz ödemek zorunda kalırsınız.15- Bazı idareciler yaptıkları yetki devirleri ile astlarına yanlış yaptırırlar. Yani üstlerine şirin görünerek her şeye evet deyip göze girmeye çalışanların yetki devri yaparak hiçbir şeyde imzasının olmamasına gayret ederler. Her işte merkezde olan bazı bürokratların hiçbir şeyde imzasının olmadığını görürsünüz. Unutulmamalıdır ki yerin kulağı vardır ve verilen yanlış talimatlarda bir yerlere kaydedilmiş olabilir.16- İlk defa bir kamu görevlisinin yargısal sürecinin sokakta çözülmeye çalışıldığını görüyoruz. Gösterilerle hakimlerin nasıl bir karar vermeleri gerektiği dikte edilmeye çalışılıyor. Herkes yargılanabilir ama niçin tutuksuz yargılama yapılmıyor şeklindeki satır arası gözdağları ile yargısal süreç etkilenmeye çalışılıyor. Halbuki bu tür yöntemlerden sonuç çıkmayacağı gibi başka sorunların ortaya çıkacağı da kaçınılmazdır. Nitekim sokağa çıkarılan öğrencilerin yaşadığı sorunlar herkesin malumudur.

Memurlar haklı olarak kamu işçilerine toplu sözleşmede verilecek zamma odaklandı
Shares: