Açıklanan resmi rakamların, halkın yaşadığı ekonomik gerçeklikten uzak olduğu eleştirileri sürerken, memur, emekli ve asgari ücretli maaşlarıyla geçinemez hale geldi.
TÜİK ve ENAG Verileri Arasında Uçurum
TÜİK’in verilerine göre Nisan ayı enflasyonu %3, yıllık enflasyon %37,86 olarak açıklandı. Ancak Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), Nisan ayı için %4,46, yıllıkta ise %73,88 oranını hesapladı. Bu fark, memur ve emekli maaşlarının neden sürekli alım gücü kaybettiğini açıkça ortaya koyuyor.
Açlık Sınırı Asgari Ücretin Çok Üstünde
TÜRK-İŞ’in araştırmasına göre, dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 24.035 TL’ye, yoksulluk sınırı ise 78.292 TL’ye yükseldi. Buna karşılık, memurların büyük bir kısmı yoksulluk sınırının altında, asgari ücretliler ve emekliler ise açlık sınırının bile altında yaşıyor.
Zamlar Enflasyonu Takip Edemiyor
Memur maaşlarının belirlendiği Aralık 2023’te enflasyon %1,03 olarak açıklanmıştı. Ocak, Şubat, Mart ve Nisan aylarında art arda gelen oranlarla birlikte toplamda %13’ü aşan bir enflasyon gerçekleşti. Buna rağmen verilen maaş zamları bu artışların gerisinde kaldı. Memur ve emekli, yapılan zammı bir ay sonra enflasyona kaptırdı.
Gerçek Enflasyon Cepten Çalıyor
Toplu sözleşmelere dayanan maaş artışları, TÜİK’in inandırıcılığı tartışmalı verilerine bağlı kaldıkça, sabit gelirli vatandaşlar her geçen ay daha da yoksullaşıyor. Bu fark, sadece alım gücünü azaltmakla kalmıyor, aslında halkın cebinden sessiz sedasız para çekmek anlamına geliyor.
Sabit Gelirliler İçin Acil Ek Zam Şart
İşçi, memur ve emekliye enflasyon farkı dışında ek zam yapılması artık kaçınılmaz. Bu zamlar yılda iki kez değil, her ay gerçekleşen gerçek enflasyona göre düzenli olarak yapılmalı. Aksi halde sabit ücretli milyonlarca vatandaş geçim krizinin eşiğinde kalmaya devam edecek.
Vergi Dilimleri Düşük Gelirliyi Ezmemeli
Özellikle memurların gelir vergisindeki artış da ek yük oluşturuyor. Çözüm önerilerinden biri olarak, memurlar için vergi diliminin sabit %10 olarak belirlenmesi gerektiği ifade ediliyor. Böylece maaşlardan yıl içinde yapılan kesintilerle oluşan ek kayıpların önüne geçilebilir.
Enflasyonun Tek Nedeni Ekonomi Değil
Ekonomik göstergelerin yanı sıra, piyasalardaki güvensizlik ortamı da enflasyonu tetikleyen temel sebeplerden biri olarak gösteriliyor. Siyasal belirsizlikler, yatırım ve üretim kararlarını etkiliyor; bu da fiyat artışlarına yansıyor. Sonuç olarak, özellikle dar ve sabit gelirli kesimler için “gerçek enflasyon”, resmi rakamların çok üzerinde hissediliyor.